Psikoz terimi psikiyatride genellikle gerçeklikle ilişkinin kaybolduğu ruhsal durumlar için kullanılır. Hallüsinasyon, hezeyan ve içgörü eksikliği belirtilerinin görüldüğü psikiyatrik bozuklukların genel adıdır. İçgörü kişinin içinde bulunduğu hastalık ve bunun belirtileri hakkında gerçekçi bir kavrayışa sahip olmasıdır. Içgörüsü olmayan hastalar hasta olduklarını düşünmezler. Bu nedenle de tedavi arayışına girmez veya tedavi girişimlerine karşı koyarlar.
Psikozu olan kişiler psikotik olarak tanımlanır. Psikozu olan kişilerde kişilik değişiklikleri ve düşünce bozuklukları görülebilir. Durumun ağırlığına bağlı olarak, bu belirtilere garip davranışlar, sosyal ilişkileri yürütmekte zorlanma ve günlük aktiviteleri yerine getirememe gibi belirtiler eşlik edebilir.
Psikotik belirtilerin çok çeşitli tıbbi ve nörolojik hastalıklar ve madde kullanımı ile ilişkili olarak ortaya çıkabileceğini vurgulamak gerekir. Bu nedenle birincil bir psikiyatrik tanı konulmadan önce hastanın psikiyatrik belirtilerinin tıbbi veya nörolojik bir nedene bağlı olup olmadığının ısrarla araştırılması gerekir. Psikotik belirtiler sadece şizofreniye özgül değildir ve başka psikiyatrik bozukluklarda da görülebilir.
Şizofreni, çeşitli zihinsel ve davranışsal belirtilerin birarada görüldüğü bir klinik sendromdur. Şizofeni çok sayıda belirtinin toplamından oluşan bir tablodur. Tamamen birbirinin aynı iki hasta yoktur.
Belirtileri arasında; gerçekte varolmayan sesler duyma, görüntüler görme gibi algısal yaşantılar (hallüsinasyonlar), aksi yönde kanıtlara rağmen değiştirilemeyen düşünceler (hezeyanlar), duygusal tepkilerde donukluk, duruma uygun olmayan ifadeler, basit işleri bile yerine getirmekte zorlanma, konsantrasyon sorunları, anlama, planlama, hatırlama gibi alanlarda aksamalar, garip davranışlar vardır. İçgörü yokluğu da şizofreni belirtilerinde biridir.
Ergenlikten önce başlaması çok nadirdir. Hastalığın başlangıcı Genellikle 20’li yaşlar civarında olmaktadır. Şizofreninin yaygınlığı genel nüfusta %0,5-1 arasındadır. Ancak bir şizofreni hastası ile kan bağı olan kişilerde şizofreni görülme sıklığı genel toplumdan daha yüksektir.
Günümüzde şizofreni tedavisinde antipsikotik ilaçlar çok önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanı sıra psikoterapiler ve diğer psikososyal yaklaşımlara da başvurulmaktadır.
Şizofreni çok değişik gidiş ve sonlanış gösteren süreğen bir bozukluktur. Şizofrenide hastalığın gidişi her birey için farklı biçimde gelişebilir. Hastaların çok büyük kısmı tedaviden fayda görebilirler. Hastaların bazıları tamamen düzelir, birçoğu 10 yıl ya da daha uzun süre devam eden kötüleşme-iyileşme dönemleri ile seyreder, bazı hastalar ise şiddetli ve giderek kötüleşen bir seyir gösterir.