Çiftlikköy Mah. 32322 Sk. Onuk Plus Sitesi No: 20 Kat: 5 Daire: 12 Yenişehir-MERSİN
Çiftlikköy Mah. 32322 Sk. Onuk Plus Sit. No: 20/12 Yenişehir MERSİN
Depresyon

Depresyon

“Haftalardır doğru düzgün uyumuyorum, aslında saatlerce yatakta kalıyorum ama hep yorgunum, elimi kolumu kaldıracak halim yok, eskiden misafiri çok severdim, şimdi birisi gelecek diye ödüm patlıyor, ev işleri gözümde büyüyor, kalkıp çocukları okula yolcu ettikten sonra tekrar yatıyorum, haftalardır kuaföre gitmedim, oysa ben hiç fönsüz gezmezdim, yemek yemek aklıma bile gelmiyor, sürekli ağlamak istiyorum, böyle yaşayacağıma ölsem daha iyi”  

Hayatın içinde yaşanan olaylara bağlı ya da durup dururken çökkün, mutsuz, karamsar hissettiğimiz günler olabilir. Bu olağan bir durumdur. Ancak bu “depresif” hissetme hali eğer sürekli bir hal almışsa, hemen her gün oluyorsa ve günlük işlerimizi yapmamıza engel oluyorsa ya da sürekli olarak hiç bir şeyden keyif alamaz hale gelmişsek, o zaman “Major Depresif Bozukluk” dediğimiz hastalık oluşmuş olabilir. Bu durumda bunun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Gerçekten bir hastalık olup olmadığının değerlendirilmesi ve eğer varsa tedavi edilmesi gerekmektedir.

Yaşam boyu majör depresif bozukluğa yakalanma olasılığı kadınlar için %10-25 iken erkekler için %5-12 arasındadır.

Depresyondaki hastalar yaşam içindeki aktivitelerini sürdüremezler, iş, aile ve sosyal yaşamları olumsuz etkilenir. Depresyon şu anda dünyada en fazla yeti kaybı oluşturan hastalıklardan birisidir. İyi tedavi edilmemiş depresyon alkol ve madde kullanım sorunlarına ve başka ruhsal hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Uzamış ve iyi tedavi edilmemiş depresyon bedensel hastalıklara da zemin hazırlamakta ve diyabet, kalp hastalıkları gibi bedensel hastalıkların gidişini kötüleştirip ölüm riskini dahi arttırmaktadır.

Çalışmalar göstermektedir ki, depresyon hastalık düzeyinde bulunduğunda antidepresanlar çok başarılı sonuç vermektedirler. Ama depresyon bir hastalık değil de, gündelik moral bozukluğu düzeyindeyse, antidepresanlar işe yaramamaktadır. Yani depresyon hastalığında mutlaka bir etkili tedavi yapmak gerekirken, sadece moral bozukluğu veya yaşadığı olaylara bağlı üzüntü veya mutsuzluk yaşayan bir kişi hastaymış gibi tedavi edilmemelidir. Bunun ayrımını da psikiyatri hekimleri yapabilmektedir.

Antidepresan ilaçlar birtakım hastalıkları tedavi etmede kullanılan ilaçlar olup, hiçbir zaman moral dopingi, mutluluk ilacı, uyuşturarak dertleri unutturan maddeler veya alışkanlık yapan ilaçlar değildir. Antidepresan ilaçlar depresyon hastalığında başarıyla kullanılmakta ve %80’lere varan yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır.

Antidepresan tedavilerin yanında hastalara psikoterapiler uygulanmaktadır. Psikoterapi, psikolojik ve duygusal rahatsızlıkları konuşarak tedavi etme yöntemlerinin genel ismidir. Bilimsel kuramlara dayanılarak geliştirilen psikoterapi yöntemlerinin, eğitimini almış, yetkin kişiler tarafından uygulanması gerekir. Bunlar dışındaki kuramlara dayanmayan, hastaya akıl öğretmeye veya yaşamına çeki düzen vermeye çalışan uğraşları, tedavi edici girişimler veya terapiler diye kabul etmek doğru değildir.

Sonuç olarak, depresyon psikiyatrik hastalıklar içinde en yaygın olan ve en çok yeti kaybı yapan hastalıklardan birisidir. Doğru tanınıp etkili tedavi edildiğinde bir toplum sağlığı sorunu yaratmamaktadır. Oysa, uzman olmayan kişiler tarafından uygun biçimde tedavi edilmeyen depresyon pek çok başka soruna yol açmaktadır.