ERKEK:
”6 aydır evliyiz. 5 yıldır aynı iş yerinde çalışıyoruz. 1 yıl çıktıktan sonra evlendik. Karım çok iyi bir insan, birbirimizi çok seviyoruz. Sürekli şikayet ediyor. Değiştiğimi söylüyor.. Halbuki ben aynıyım. Her şeyden kavga çıkarıyor. Kavga büyümesin diye susuyorum, bu sefer susuyorum diye kızıyor. Ben evimde mutluyum, huzurlu huzurlu evimde oturup televizyon izlemek istiyorum. Bu da suç oluyor. Bir de titizliği var ki…”
Aynı evi ve bir hayatı paylaşmak kolay değildir. Birliktelikler beraberinde sorumluluğu da getirir. Tamamen farklı iki kişinin birarada yaşamaya başlaması, birbirine alışması zaman alabilir. Birbirini çok iyi tanıdığını düşünen çiftler bile bir arada yaşamaya başladıklarında birbirlerinin iyi ya da kötü yanlarını tanımaya devam ederler. İyi birliktelikler sevgi, saygı, açıklık, hoşgörü, özveri ve sabır gerektirir. Karşılıklı birbirini tanıma ve kabul etme önemlidir. Tek taraflı özveri uzun süre devam edebilecek birşey değildir. Kavgaya dönüştürülmeyen, fikirlerin, düşüncelerin karşılıklı beyanı ve bir orta yol bulma çabası ilişkinin iyi bir şekilde devam etmesinde önemlidir.
Bunun sağlanamadığı ilişkilerde aile-çift terapisi ile bu sağlanmaya çalışılır. Aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Hem aile içi ilişkileri düzenlenmesi hem de diğer insanlar ve durumlar ile ilişkilerin düzenlenmesi hedeflenmektedir.